Yaratılış Atlası Kültürel Mücadelede Bir Simge Olarak Gösteriliyor



Berlin”de bulunan Almanya”nın günlük yayınlarından Die Tageszeitung gazetesinin, 11 Temmuz 2007 tarihli sayısında, "Doğanın Resimleri ve Tonları" başlıklı bir haber yer aldı. 60 bin tirajlı gazetedeki söz konusu haberde, Yaratılış Atlası ile ilgili şu yorumlar aktarıldı:

… Öyle kitaplar vardır ki, özel içeriklerinden dolayı yakın bir yerde bulundurulmaları gerekir. Yaratılış Atlası işte böyle bir kitap.
Yazar Harun Yahya 800 sayfalık kitabında tavşanların, ringa balıklarının, karıncaların ya da eğreltiotlarının büyük boy fosil resimlerini, günümüzde yaşayan eğreltiotlarının, karıncaların ya da tavşanların resimleriyle karşılaştırmış.

Sonuç hep aynı: 30 milyon yıllık tavşan fosilleri, o günkü tavşanlarla bugünün tavşanları arasında hiçbir fark olmadığını ispatlıyor. Bu da, canlılığın zaman içerisinde evrim geçirmediğine bir delil oluşturuyor.


Yaratılış Atlası, insanın ve diğer canlıların yaratılmış olduğu inancına yönelik verilen kültür mücadelesinde bir simge sayılıyor.

Atlas ilk olarak 2006 yılında İstanbul’da basılmış, ardından Fransa, Belçika, İspanya ve İsviçre’deki kurumlara ücretsiz olarak gönderilmişti.

İlk cümleden itibaren kitap, karşıt görüşte kimlerin bulunduğu konusunda okuyucuyu hiç merakta bırakmıyor. Evrim teorisi karşıtlığının bu derece güçlü vurgulanmış olmasının nedeni ise, teorinin din-dışı bütün felsefeler için temel oluşturduğu görüşü.

Fransa Eğitim Bakanı Gilles de Robien kitabı o kadar tehlikeli buldu ki, sonunda kitabın yasaklanmasına karar verdi. Biyolog Herve Le Guyader hazırladığı raporda kitabın lüks bir kitap oluşunun ve içinde kullanılan resimlerin özellikle etkili olabileceğine dikkat çekti.

Bu, Evanjeliklerin kültür mücadelesine göre çok yeni bir metot. Bugüne kadar Hıristiyanlığın Protestan varyasyonlarının yayınları ne bu kadar resimliydi ne de bu kadar lükstü.

Bu noktada Harun Yahya’nın Yaratılış Atlası yeni bir örnek oluşturdu. Harun Yahya -ya da asıl adıyla Adnan Oktar- Türk. Toplam sayfa sayısı 45 binin üzerinde olan ve içlerinde yine toplam 30 bin resim bulunduran eserleri, bağlı olduğu yayınevi tarafından 57 dile çevrilmiş.

Hiç şüphesiz Yaratılış Atlası”nın "tehlikeli" olarak lanse edilmesi, içinde anlatılanların kaçınılmaz gerçekleri, net ve reddedilemez bir şekilde ortaya koymasından kaynaklanmaktadır. Düşünce özgürlüğünü, demokrasiyi savunduğunu iddia eden bir kısım ülkelerin, fikre fikirle cevap verememeleri, acizce kitap yasaklanması gibi faşist rejimleri anımsatan uygulamalara başvurmaları; Yaratılış Atlası”ndaki fikirlerin doğruluğunu ispatlar. Her okuyanın etkileneceğini öne sürerek Atlas”ı yasaklamak isteyen bu zihniyet, Darwinizm”in maskesinin düştüğünü, materyalizmin çöküşünün kaçınılmaz olduğunu, bu tutumlarıyla tasdik etmektedirler.